Ağustos ayının son çarşambası. Kucağımda bilgisayarım,
yanımda soğumuş kahvem ve dağınık bir odada oturuyorum. Kulaklarımdan gelen ses
en sevdiğim parçalardan biri olmasa da, bu aralar tek dinlediğim şarkı. Neden bilmiyorum
boşluğun içinde olan bir benmişim gibi geliyor. Sadece ve sadece yürümek,
sonsuzluğa doğru yürümek istiyorum. Zaman yok, gücüm yok. Zaten bu aralar
hiçbir şey yapacak da halim yok. Bir özgüven kırılmasının içindeyim. Onca emeğimin
boşa gitmesini görmek acı verici. Geceyi gündüze kattıysam da olmadı işte. Olmayınca
olmuyor. Genelde istediğim hiçbir şey de olmaz zaten. Tek dostum da "karıncalar". Karıncalar dediğime bakmayın onun adı "karıncalar". Neyse. Senarist de olamayacağımı düşünürsek hayatın anlamını çözmüş
sayılırım. Ben bi çay koyayım o zaman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder