Umutlarla dolu dinlediğin şarkı seni bilmem kaç yıl öncesine
götürürken umursamazsın akan birkaç damla yaşı. Düşünmezsin geleceğini,
gelemeyeceğini bilmem neyini. Çöker geçmiş karanlık bulut gibi üzerine;
sıkışırsın varlıkla yokluk arasına ve yine ağlarsın sessizce. Zamana lanet
okurken geçen her bir saniyeyi yakalamak istersin de yakalayamazsın. Diline gelen
kelimelere gem vurduğun için kızarsın kendine. Yine diline gelen kelimelere gem
vurmadığın için kızarsın kendine. Yaşadığın anın hâkimiyeti iki kelimeye
bağlıysa eğer, sen geçmişi kaybederken geleceği düşünmezsen eğer; varlıkla
yokluk arasında kaybolursun aniden. Aniden bir ışık doğar pencerende, güneş
doğdu, dualarım kabul oldu dersin ancak elini uzatsan da erişemezsin ışığa. Işık
hep bir adım ötede saklanırken senden; gösterdiği yüze aldanırsın. Dokunduklarında
sanırsın gerçek mutluluğu, dokunduklarında sanırsın gerçek aşkı, sevgiyi. Giderken
yolun uçsuz bucaksız görünür de vardığını anlamazsın. Geçmişe sine çektim
sanırken geçmişin sana sine çektiğini ne denli anlarsın bilemezsin. Sonsuzluk
denilen şuursuz düşünceye kapılır da ölümsüz sanırsın kendini. Ölümsüz sanırsın
düşüncelerini ve dünyayı. İki gün önce yanında oturduğun adam kalkıp gidince anlarsın
ölümün kapıda olduğunu. Dakikalar önce gülüp eğlenirken aniden ayrılınca ruh
bedenden anlarsın. Arayıp da ulaşamadığında, kızmaların, küfürlerin havada
kaldığında anlarsın. Uzattığın elin boşlukta sallandığında, sarıldığın omuzun
toprak olduğunda anlarsın. Anlarsın anlamasına da geçmişi de alamazsın geri. Söylediğin
sözleri değiştiremezsin gitmişse eğer. Yaptığın hataları, yapamadıklarını,
dileklerini yahut bilmem nesini dile getiremezsin belki de. Belki de anılar bir
şarkının hüzünlü notalarında kalır da söylemeye korkarsın. Belki de anılar en
sevdiğin filmin en sevdiğin sahnesine kazınır da izlemeye korkarsın. Belki de
anılar sadece anı olarak kalır, anı boğazında düğümlenir de ağlayamazsın…
1 yorum:
elimde olsa tek solukta okuyabilirdim, çok akıcı ve gerçekçi, tebrikler ..
Yorum Gönder